Ne yazık ki ülkemizde milyonlarca çocuk kandırılarak pornografi kurbanı
oluyor ya da parayla ilişki kurmaya zorlanıyor. 10 kadından 6’sı yaşamı
boyunca en az bir kez fiziksel ya da cinsel şiddete maruz kalıyor.
Cinsel saldırıların yüzde 50’si 16 yaşın altındaki kız çocuklarına
yöneliyor. Dünya genelinde insan ticaretinin yüzde 80’i kadın ve kız
çocuklarıyla ilgili olarak gerçekleştiriliyor. Rakamlar gerçekten
korkunç ve maalesef gerçekten fazlasını değil daha azını yansıtıyor.
İçimizi acıtan bir başka konu ise aile içi taciz vakaları. Başkalarıyla
ilgili duyumlar aldığımızda kınıyor, lanetliyoruz fakat kendi ailemizde
yaşandığı takdirde yapanı değil maruz kalanı mağdur edercesine
gizliyoruz. Hatta çoğu zaman tacize maruz kalana inanmıyor, inanmak
istemiyor ve onu dışlıyoruz. Bu toplumun en büyük sorunlarından biri
kadının kuyruk salladığına olan inanç. Dolayısıyla da kendini
koruyamayan kadın suçlu ilan ediliyor ve kirlendiği iddiasıyla kendi
kanıyla temizleniyor, yani öldürülüyor. Çocuklarımızın yaşamlarının
herhangi bir bölümünde böyle bir olaya maruz kalmaması için; hangi
durumların taciz, tecavüz, şiddet olduğunu bilmeleri gerekiyor.
Bize gelen cinsel şiddet vakalarında, travmanın atlatılması için uzman
psikoloğumuzla birlikte bir yol izliyor ve durumun vehametine bağlı
olarak sürece yayıyoruz. Fakat mağdur olan hastamızı şiddete karşı
başvuracağı resmi merciler hakkında da bilgilendiriyoruz. İnsan
haklarından haberdar olmayan pek çok insan, nereye gideceğini ne
yapacağını da bilemiyor. Dolayısıyla yol göstermek tüm sağlıkçılar gibi
bizim de görevimiz, bunu unutmuyoruz. Sadece cinsel şiddete maruz kalan
değil, şiddete meyilli olduğunu fark edip ya da deneyimleyip gelen
danışanlarımız, hastalarımız da var. Durumun saptanması, sebeplerinin
incelenmesi detaylı bir çalışmayı kapsıyor. Ve genelde fark ediyoruz ki
sebepler çocukluktan bu yana bilinçaltında beslenerek yetişkinlikte su
yüzüne çıkmış.
Cinsel travmalar yaşayan kişiler, büyüdüklerinde bunu yaşatıyorlar da.
Kendisinin yaşadığı acı bir tecrübeyi kimseye yaşatmayacağını sandığımız
insan, aksine bunu sergiler hale geliyor. Tedaviye istekli ve sorununun
farkında bireyler bize kendimizi şanslı hissettiriyor. Çünkü maalesef
her gün işte, sokaklarda, toplu taşıma araçlarında cinsel sapkınlık ve
şiddete eğilimli ve bunu bilmeyen, dahası bilip sorun olarak görmeyen
çok sayıda insanla bir arada bulunuyoruz.
Örneğin; beni etkileyen vakalardan biri iki yıl süresince babasının
tecavüz ettiği, sonuçta hamile kalan ve bu bebeği dünyaya getirmek
zorunda bırakılan kızdır. Rezillik olmasın diye susulmuş, kimseye
söylenmemiş, şikayet edilmemiş bir vakadır. Bunu yapanın cezasız
kalmaması gerektiği gibi, böylesi vahim bir olay yaşayan gencecik kızın
da yaralarının sarılması ve yeni hayatına hazırlanması gerekiyor. Tabii
ki bu uzun bir süreç… Doğumla birlikte her şey normale dönmeyeceği için
bir psikolog yardımına mutlaka ihtiyacı var.
En büyük arzumuz, cinsel eğitimin doğru ve yeterli verilmesi ve bu tür
toplumsal sorunların en aza indirilmesi. Yakın ve uzak çevresinde cinsel
şiddete vb sorunlara sahip olduğunu düşündüğü yakınları veya
tanıdıkları olan herkes, üzerine düşeni yapmalı, konuyu doğru biçimde
ilgilenebilecek biriyle paylaşmalı, gerekirse yetkili makamlardan yardım
istemeli.
loading...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder